ANKİLOZAN SPONDİLİT
Ankilozan Spondilit Nedir?
Spondilit esasında tıp dilinde “omurga romatizması” demektir. Ankilozan Spondilit halk arasında “omurga iltihabı”ya da “iltihaplı bel romatizması” olarak bilinmektedir. Ankilozan Spondilit (AS) omurgaların iltihabi bir hastalığıdır ve genellikle alt belde, pelviste kuyruk sokumu ve leğen kemiği birleştiren sakroillak eklemi olarak bilinen eklemde başlar. Daha sonra hastalık ilerledikçe, ankiloz (omurgada kaynaşma) başlar, bel, sırt ve boyun omurların yapısı bozulur, bel ve boyun hareketlerinde kısıtlama ve kamburluğa yol açabilir. Hastalığa bağlı omurgaya esneklik sağlayan bağların ardışık kemikleşmesiyle, omurga adeta alçıya alınmış gibi sabitlenir. Daha ileri evrelerde, boyun hareketlerindeki ciddi kısıtlanmayla, baş hareket edemez, görüş alanı daralır ve kişi ancak tüm vücudunu çevirerek başına yön verebilir Ancak AS sadece bir bel romatizması değildir, yıllarca ayak topuk veya kaburga/göğüs kafesi ağrılarıyla da gezebilir.
AS sinsi ve yavaş seyri olan bir hastalık olduğu için genellikle kireçlenme veya bel fıtığı ile karıştırılır. Maalesef hastalığın tanısı erken konulmadığı taktirde omurganın yapısı bozulabilir. Ülkemizde AS tanısı almış hastaların büyük kısmı yıllarca bel fıtığı tanısıyla gezmiş ve kimisi bel “fıtık” ameliyatı olmuş ama fayda görmemiş hastalar. Yaklaşık her yüz kişiden 1’inde görülür. AS hastalığı genellikle genç erkeklerde başlamaktadır, ancak AS sadece bir erkek hastalığı değildir ve kadınlarda daha da sinsi olabilir.
Ankilozan Spondilit Belirtileri Nelerdir?
Ankilozan Spondilit (AS) de genelde sinsi başlayan bir bel veya kalça ağrısı söz konusudur. Ankilozan spondilitin belirti ve bulguları tipik olarak 40 yaşından önce, özellikle 20’li yaşlarda başlar. Kadınlarda bazen 30’lu yaşlara kadar gecikebilir. Ancak mutlaka 40 yaşından önce bulgu verir. Çocukluk çağında da başlayabilir. 3 aydan fazla süren ve 40 yaşın altandaki bel ağrılarında AS hastalığı düşünülmektedir. AS hastanın bel ağrıları istirahtla düzelmez ve gece ağrıları da çoğu zaman vardır. Egzersiz ve hareket etmekle bel ağrılarında düzelme görülmektedir. Sabahları kalktıklarında bel ve kalça bölgesinde tutukluk olmaktadır ve bu tutukluk 30 dakikadan uzun olmaktadır. Bu söz edilen bel ağrı şablonuna genelde enflamatuar bel ağrısı ismi verilmektedir.
Ayrıca, Omurga dışında hastalığa bağlı, göz ve bağırsaklar gibi vücudun diğer bölümlerinde de iltihap gelişebilir. Bu yüzden, bazen halk arasında Üveit “Göz Romatizması” olarak bilinmektedir. Tekrarlayan Tendonit/Tendinit ve Entezit olabilmektedir. Bunlar en çok ayak topuklarda aşil tendonun kemiğe bağlandığı noktada veya ayak tabanında plantar fasianın kemik yapıştığı noktada iltihaplanma / enflamasyon olarak görünmektedir. Hastalığın ilk işaret ve bulguları; özellikle sabahları yataktan kalktıktan sonra veya uzun süreli hareketsizlik sonrasında belin aşağısında ve kalçada gelişen ağrı ve tutukluk (katılık) hissidir. Bu belirtiler o kadar yavaş ve sinsi gelişir ki başlangıçta pek fark edilmez veya önemsenmez. Hastalık bazen alevli bazen de yatışık seyreder.
Hastalar bu durumda sabah ilk attıkları adımlarda şiddetli ayak topuk ve taban ağrıları çekmektedir ve gün içerisinde bu ağrılar azalır. Ayrıca Daktilit olarak bilinen el veya ayak parmaklarında sosise benzer bir parmak şişkinliği ve eşlik eden ağrı, kızarıklık ve hareket kısıtlığı olabilmektedir. Zamanla belirtiler kötüleşebilir, artabilir veya düzensiz aralıklarla seyredebilir. Hastada ayrıca bazen sağ bazen sol kalçada gelişen değişici kalça ağrısı, topuk ağrısı, derin nefes aldığında göğüs kafesinde ağrı ve kaburga üzerinde hassasiyet, gözde ağrı ve kızarıklık, uzun süreli karın ağrısı, kronik (uzun süreli) ishal, kilo kaybı gibi yakınmalar olabilir. Bu nedenle ne kadar erken tanınır ve tedavi başlanırsa, o ölçüde başarılı sonuçlar alınır.
Eğer;
Üç aydan uzun süren istirahatteyken gelişen bel ve kalça ağrınız/tutukluğunuz varsa,
Hareketle ağrılarınız azalıyor veya geçiyorsa,
40 yaşından genç iseniz,
Ağrı kesici aldığınızda azalıyor veya kayboluyorsa
Boyun-bel hareketlerinde ve her nefes alıp verdiğinizde göğüs kafesinizde ağrı ve kısıtlılığınız (katılık hissi) varsa; mutlaka dikkate almanız gerekmektedir.
Ankilozan Spondilit Neden Gelişir?
Ankilozan Spondilit hastalığın özel bir sebebi yoktur ancak genetik yatkınlık söz konusudur. Kalıtsal faktörler içersinde özellikle, HLA-B27 olarak bilinen bir gen, ankilozan spondilit hastalığına yakalanma riskini büyük ölçüde artırmaktadır. Fakat bu gen her Türk Ankilozan Spondilit hastasında rastlanmamaktadır ayrıca tek başına HLA-B27 genin varlığı, AS hastalığın %100 görüleceği anlamına gelmez.
Ankilozan Spondilitin Komplikasyonları (Kötü Sonuçları) Nelerdir?
Ankilozan spondilit her hastada aynı seyretmez. Belirtilerin şiddeti ve hasar/sakatlık gelişimi de kişiden kişiye değişir.
Omurganın esnekliğini kaybetmesi ile, başa ve vücuda yön vermede zorluk, boyunda ve belde düzleşme, sırtta kamburluğa neden olur.
Uveit (göz iltihabı); ankilozan spondilitin en sık görülen komplikasyonlarındandır. Hızlı gelişir, genellikle tek taraflı olup gözde kızarıklık, ışığa hassasiyet ve görmede bulanıklaşma olur.
Çökme kırıkları; Ankilozan spondilitte omurgalarda hem iltihabın hem de hareketlerin kısıtlanmasıyla; kemikte mineral yoğunluğunun azalmasına bağlı (osteoporoz=kemik erimesi), omurgada çökme kırığı oluşur. Bu da hastanın duruşunu bozar (kamburluk gelişimi gibi), bazen omurilik sinirine ciddi baskı oluşturarak, şiddetli ağrı ve fonksiyon kaybına neden olabilir.
Akciğer tutulumu; akciğer kapasitesinde azalmaya bağlı, nefes darlığı ile bulgu verir. Kaburgaların göğüs kafesine önde ve arkada tutunmalarını sağlayan bağların, iltihabına bağlı olarak göğüs kafesi yeterince solunumla esneyemez. Akciğerlere her nefes almada yeterince havanın girmesi ve çıkışı zorlaşır. Nadiren akciğerin her iki üst lobunu tutan inflamasyon (iltihap) gelişebilir.
Böbrek tutulumu: Nadir olmakla birlikte, uzun süreli ve kontrolsüz hastalığa bağlı böbreklerde protein atılımının arttığı amiloidoz denen bir hastalığa bu da üremiye ve böbrek yetmezliğine neden olabilir.
Cilt: Sedef hastalığı ve benzeri deri döküntüleri görülebilir.
Barsaklar: Ankilozan spondilit hastalarında zamanla iltihaplı barsak hastalığı (Ülseretif kolit veya Crohn) gelişebilir.
Kalp problemleri; ankilozan spondilitte nadir gelişmekle birlikte, kalpten çıkış noktasında aortta genişlemeyle, aort kapağında yetmezlik ve buna bağlı kalp yetmezliği gelişebilir.
- "Romatizmal Hastalıklarda; Hastalarımıza bize özgü evde Tedavi Protokolü uygulanmaktadır. Tedavinin ilk 4-6 ayı, semptomlar (belirtiler) ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığına vs. yöneliktir. Sonraki 2 yıl boyunca Probiyotikli Diyet Programı uygulanır. Bu çok önemli bir husustur, kolay fakat titizlik isteyen bir protokoldür. Hastalarımız, Tedavi Protokolü ve Probiyotikli Diyet Programını kendi ev ortamlarında rahatlıkla uygulayabilmektedir.”